İçindekiler
Cryonics Dondurulmuş İnsan Teknolojisi – Alcor Yaşam Uzatma Vakfı
İnsan doğası gereği doğar, yaşar ve ölür. Bedenimiz fiziksel maddeden oluşmuş olduğundan er ya da geç bozulmaya uğrayacaktır. Fakat bazıları ölme kısmını pek sevmez bu yüzden gelişen teknoloji onlara adeta bir kaçış fırsatı sunmuştur. Cryonics teknolojisi insanları öldükten sonra buzla dondurup 150-200 yıl gibi ileriki yıllarda tekrardan ikinci bir şans vermektedir.
James Bedford
Cryonics teknolojisini ilk olarak 1967 de kullanıldı. James Bedford isimli ABD vatandaşı, 12 Ocak 1967’de 73 yaşındayken cryo tüpüne girerek kendini dondurdu. Ardından bu teknolojiyi kullanan şirketler çoğaldı. En ünlü şirket ise Alcor life extension foundation (Alcor yaşam uzatma vakfı) oldu. Son 50 yılı aşkın süredir hizmet veren vakıf, biyolojik çürümeyi önleyen bir derin dondurucuda saklamakta olduğu kişi sayısı 150’yi geçmektedir.
Cryonics Teknolojisi Nasıl İşliyor?
Yöntem ise şu şekilde işliyor: Vakıf ile yapılan görüşmeler sonucunda hayat sigortası poliçenizi imzalayarak vakfa devredersiniz. Ölümü resmen ilan edildikten sonra ise Alcor haberlendirilir ve yerel ekip ölüyle ilgili işlemleri yapmak adına 1-2 saat içerisinde hızla devreye girer. Ekip ölüyü hemen bir buz banyosuna yerleştirir. Kripto-koruyucu perfüzyon olarak anılan süreçte, vücut soğudukça hücrelerin zarar görmemesi için on altı farklı kimyasalın vücutta dolaşımı sağlanır.
Ölü bundan sonra işlemin son aşaması için mümkün olduğunca hızlı biçimde Alcor’un ameliyat salonuna alınır. Vücut, burada bilgisayarla denetlenen ve çok düşük sıcaklıklardaki azor gazının dolaşımını sağlayan fanlar aracılığıyla soğutulur. İşlemin bu aşamasında gözetilen hedef, buz oluşumunu önlemek için vücudun bütün kısımlarını mümkün olduğunca hızlı bir şekilde -124 derecenin altına düşürmektir. Yaklaşık üç saat süren bu işlemin ardından vücut artık camsı hale gelmiş, yani buzdan arınmış olduğu kararlı bir duruma ulaşmıştır. Bunu izleyen 2 hafta boyunca vücut -196 dereceye kadar soğutulur.
İşlemin sonunda müşteriler, içinde çok düşük sıcaklıklara kadar soğutulmuş bir sıvı bulunan dev çelik silindirlere alınırlar. Burada tekrar çözülmeyi bekleyeceklerdir.
Teknik ve yasal olarak ölü sayılsanız da Alcor vakfı bunun kabul etmiyor ve “ölü” kelimesi yerine “hastalıklı” olarak adlandırmayı seçiyor.
Eğer tüm bedeninizi dondurmak isterseniz bunun maliyeti tam olarak 220.000 dolar fakat bu bana biraz fazla oldu daha düşük bütçelisini istiyorum derseniz sadece kafanızı dondurabilirsiniz. Bunun maliyeti ise 80.000 dolar.
Sadece kafanızı dondurmanızın sebebi gelecekte yani 150-200 yıl sonrasında bedeninize ihtiyaç duymadan belki de beyniniz deki bilgilerin başka bir bedene aktarılmasını sağlayacak teknolojinin gelişmesini sağlamak adına böyle bir seçim de yapabilirsiniz.
Fakat bu da sizden 2-3 tane daha yapılacağı anlamında gelir aynı zamanda. Yani eğer böyle bir teknoloji geliştirilirse eğer beynimizdeki bilgileri 2-3 farklı bedene aktarabiliriz bir çeşit klonlama gibi.
Alcor Yaşam Uzatma Vakfı sadece insanlara bu şansı tanımıyor, aynı zamanda havyanlara da hizmet veriyor. Yani eğer çok sevdiğiniz bir evcil hayvanınız ölürse onu da dondurup sizinle beraber gelecekte teknoloji ilerlediğin de uyanmasını isteyebilirsiniz.
Alcor’un kendi web sitesine buradan ulaşabilirsiniz.
Gelecekte Nasıl Geri Geleceğim?
Müşterilerin nasıl hayata döndürülecekleri henüz bilinmese de günün birinde bu alan hakkında yapılan çalışmaların ve ilerleyen teknolojinin bu soruya cevap vermesiyle birlikte müşteriler tekrar hayata ikinci bir şans için gelme umudu ile Alcor Vakfını seçmeye devam ediyor.
Alcor Yaşam Uzatma Vakfı’nın sağladığı dondurma işlemini, doğada bulunan ağaç kurbağası her yıl kış ayında soğuktan korunmak adına bu işleme maruz kalır. Kış geldiği zaman aşırı soğuktan korunmak adına donar, yaz aylarının gelişi ve buzların erimesi ile hayatına tekrardan sihirli bir şekilde devam etmeye başlar. Kanında bulunan antifiriz ile soğuklar başlayıp, karlar düştüğü zaman ilk önce derisi sonra kanı ardından bütün bedeni donar. Yaz aylarının gelişi ile buzlarının çözülmesi 1 günü bulur.
Fakat bu sistem yeterince geliştirilse veya yaşama döndürülmek için farklı bir teknoloji kullanılsa bile hala bir sorun var beynimiz. Bir şeyi çalıştırabilmek için ilk önce nasıl çalıştığını anlamamız lazım, beynimizi tekrardan çalıştırabilmek için de ilk önce onun nasıl çalıştığını anlamalıyız. Fakat bu konu da oldukça gerideyiz. Evrenin en gizemli makinası ilkel bir bedenin içinde sanırım onu anlamak için biraz daha beklemeliyiz.
Belki Buna Gerek Kalmayabilir?
Bunu söylemek biraz saçma gelebilir fakat söylemekten zarar gelmez diyerek daha öncede pek çok kez bahsettiğimiz Crispr Cas-9 teknolojisinin bu alana yaptığı etkilerden de bahsetmekte fayda var. Bazılarımız yazımızın başında olduğu gibi hayatı biraz fazla seviyor ve daha fazla yaşamak adına her şeyi yapmaya hazır. Örneğin Cengiz Han’ın ömrünün son yıllarında ölümsüzlüğü aradığına dair pek çok belge bulunmakta. Crispr Cas-9 teknolojisi bizi ölümsüz yapamaz fakat yaşam süremizi oldukça uzatabilir nitelikte bir teknoloji olduğunu hatırlatalım.
Günün birinde Crispr Cas-9 yanlış ellere düşmediği ve etik nedenler çerçevesin de yürütüldüğü sürece bir insanın ömrünün 200 yılı aşacağı düşünülüyor. Bu sanırım herkes için yeterli bir yaşam süresidir. Tabii yine bazılarımız bundan daha fazlasını isteyecektir, fakat yine bu teknolojiden bahsetmeden yazıyı bitirmek olmaz diye düşündük…