Çok Okunanlar
    Robert Boyle Kimdir? – Robert Boyle Kimyaya Katkıları

    Robert Boyle Kimdir? – Robert Boyle Kimyaya Katkıları

    12 Mayıs 2023
    Ölümsüzlük Mümkün Mü? – İnsanlar Ölümsüz Olabilir Mi?

    Ölümsüzlük Mümkün Mü? – İnsanlar Ölümsüz Olabilir Mi?

    12 Mayıs 2023
    Optik Bilimi Nedir? – Optik Biliminin Kurucusu ve Tarihi

    Optik Bilimi Nedir? – Optik Biliminin Kurucusu Ve Tarihi

    12 Mayıs 2023
    Facebook Twitter Instagram Pinterest Telegram Flickr
    • Hakkımızda
    • Arşiv Dosyaları
    • Yazarlarımız
    • Yayın İlkeleri
    • Künye
    • İletişim
    Facebook Twitter Instagram Pinterest Telegram Flickr
    Bilim ve UzayBilim ve Uzay
    • Anasayfa
    • Bilim
    • Uzay
    • Şahsiyetler
    • Teknoloji
    • Teoriler
    • İnsanlığın Serüveni
    Bilim ve UzayBilim ve Uzay
    Anasayfa»Uzay»Güneş Sistemi Nedir? – Gezegenler ve Asteroit Kuşağı
    Uzay

    Güneş Sistemi Nedir? – Gezegenler ve Asteroit Kuşağı

    Halil MartinovicBy Halil Martinovic12 Mayıs 2023Güncelleme:12 Mayıs 2023Yorum yapılmamış9 dk Okuma Süresi8 Görüntülenme
    Güneş Sistemi Nedir? – Gezegenler ve Asteroit Kuşağı
    Güneş Sistemi Nedir? – Gezegenler ve Asteroit Kuşağı
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Tumblr Telegram WhatsApp

    İçindekiler

    • 1 Güneş Sistemi Nedir? – Gezegenler ve Asteroit Kuşağı
    • 2 Güneş Sistemi Nedir?
      • 2.1 Güneş Sistemi’nin Oluşumu Nasıl Gerçekleşti?
    • 3 Güneş Sistemindeki Gezegenler
      • 3.1 En Büyük Gezegen: Jüpiter
      • 3.2 En Küçük Gezegen: Merkür
    • 4 Asteroit Kuşağı Nedir?
    • 5 Güneş Sistemi’nin Diğer Cisimleri
      • 5.1 Kuyruklu Yıldızlar
      • 5.2 Cüce Gezegenler
      • 5.3 Kuiper Kuşağı Nesneleri
    • 6 Güneş Sistemi Dışındaki Gezegenler
    • 7 Güneş Sistemi ve Yaşam

    Güneş Sistemi Nedir? – Gezegenler ve Asteroit Kuşağı

    Güneş Sistemi, Dünya’mızın dahil olduğu bir sistemdir. Bu sistem, Güneş’in çevresinde dolanan 8 büyük gezegen, cüce gezegenler, asteroid kuşağı ve diğer birçok cisimden oluşur. Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür. Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi’nin gezegenlerinin arasında yer alan, çoğunlukla kayalık parçalardan oluşan bir bölgedir.

    Bu yazıda, Güneş Sistemini, gezegenler ve asteroit kuşağı hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.

    Güneş Sistemi Nedir?

    Güneş Sistemi, Güneş’in çevresinde dolanan bir grup gezegen, cüce gezegen, asteroidler, kuyruklu yıldızlar, kuiper kuşağı ve diğer gök cisimlerinden oluşan bir sistemdir. Güneş Sistemi, Güneş’in kütleçekim etkisi altında kalarak bir arada tutulan birçok gök cismini içerir. Güneş Sistemi, genişliği yaklaşık 100.000 Astronomik Birim (AU) olan bir alanda yayılmıştır. 1 AU, Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığıdır ve yaklaşık olarak 150 milyon kilometreye denk gelir.

    Güneş Sistemi’nde bulunan en büyük gök cisimleri gezegenlerdir. Güneş Sistemi’nde 8 büyük gezegen bulunur: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün. Bunların yanı sıra, Ceres, Plüton, Eris ve Haumea gibi cüce gezegenler de bulunur.

    Güneş Sistemi’nde bulunan bir diğer önemli özellik de asteroid kuşağıdır. Bu kuşak, Güneş Sistemi’nin gezegenlerinin arasında bulunan, çoğunlukla kayalık parçalardan oluşan bir bölgedir. Asteroid kuşağı, Jüpiter’in kütleçekim etkisi altındadır ve çoğu zaman asteroidlerin birbirlerine çarparak parçalanmalarına neden olur.

    Güneş Sistemi, insanlık için çok önemlidir. Dünya, Güneş Sistemi’nde yaşamın olduğu tek gezegen olarak bilinir ve bu nedenle, Güneş Sistemi’ni anlamak, gezegenimizdeki yaşamın sürdürülebilirliğini anlamamız açısından önemlidir.

    Güneş Sistemi’nin Oluşumu Nasıl Gerçekleşti?

    Güneş Sistemi’nin oluşumu, evrenin oluşumu ve ilerleyişi hakkındaki teorilerden biri olan Güneş Bulutu Teorisi’ne göre gerçekleşmiştir. Bu teori, yaklaşık 4,6 milyar yıl önce bir yıldızın patlaması sonucu oluşan gaz ve toz bulutunun kendi çekim kuvveti altında çökmeye başlamasıyla başladı.

    Bulut, yavaş yavaş dönerek bir diski oluşturdu. Bu disk içindeki maddeler, çekim gücü nedeniyle birbirlerine çekilerek büyük parçalar halinde birleşmeye başladılar. Bu birleşmeler sonucu oluşan devasa cisimler, gezegenlerin oluşumuna yol açtılar.

    İlk olarak, Güneş Sistemi’ndeki en içteki gezegen olan Merkür ve en dıştaki gezegen olan Neptün, süper ısıtmalı bir gaz diski içinde oluştu. Güneş Sistemi’nin iç bölgesinde yer alan gezegenlerin oluşumu, çarpışmalar ve birleşmeler yoluyla gerçekleşti. Büyük gezegenler, kütlelerinin artmasıyla birlikte çekim kuvvetleri de arttı ve küçük cisimleri kendilerine çekmeye başladılar.

    Jüpiter, oluşumu sırasında büyük bir gaz ve toz diskini çekti ve bu disk, Jüpiter’in çekim kuvvetinin oluşumundan sonra yavaş yavaş dağılmaya başladı. Bu disk, kendi etrafında dönerek birçok küçük parçaya ayrıldı ve asteroid kuşağına yol açtı.

    Güneş Sistemi’nin oluşum süreci, zamanla gök cisimlerinin birbirlerine çarparak, parçalanarak ve yeniden birleşerek evrimleşmelerine yol açtı. Bu süreçte, Dünya gibi bazı gezegenlerin oluşumu sırasında, büyük gök cisimlerinin çarpışması sonucu magma okyanusları oluştu. Zamanla bu okyanuslar soğudu ve bugünkü yüzeylerini oluşturdu.

    Güneş Sistemi’nin oluşumu, evrende yaşanan fiziksel süreçlerin bir sonucu olarak gerçekleşti ve Dünya’daki yaşamın evrimleşmesine yol açtı. Bu nedenle, Güneş Sistemi’nin oluşumunu anlamak, evrenin tarihini ve doğa olaylarını anlamamız açısından son derece önemlidir.

    Güneş Sistemindeki Gezegenler

    Güneş Sistemi, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olmak üzere 8 gezegenden oluşur. Bu gezegenler, Güneş’e yakınlık sırasına göre dizilirler.

    Merkür, Güneş’e en yakın gezegendir ve küçük, kayalık bir gezegendir.

    Venüs, Dünya’ya benzer bir yapıya sahiptir ancak aşırı sıcaklık ve asitli bulutları nedeniyle yaşam için uygun değildir.

    Dünya, yaşamın bulunduğu tek gezegendir ve sıvı suya sahip tek gezegendir.

    Mars, Dünya’ya benzer yapıya sahip olup kızıl gezegen olarak da bilinir.

    Jüpiter, Güneş Sistemi’ndeki en büyük gezegendir ve gaz devi olarak adlandırılır.

    Satürn, halkalarıyla tanınan bir gaz devi gezegendir.

    Uranüs ve Neptün de gaz devi gezegenlerdir ve en dış kısımda yer alırlar.

    Güneş Sistemi’nde ayrıca, bu gezegenlerin yörüngeleri arasında dönen küçük gök cisimleri olan asteroitler, kuyruklu yıldızlar ve diğer cisimler de bulunur. Gezegenlerin özellikleri, Güneş Sistemi’nin oluşumu ve evrimi hakkında da bilgi verir ve gök bilimcilerin çalışmalarında önemli bir rol oynar.

    Marsta Hayat Var mı? sorusunun cevabı için tıklayın.

    En Büyük Gezegen: Jüpiter

    Hubble Uzay Aracı Tarafından Çekilen Jüpiter
    Hubble Uzay Aracı Tarafından Çekilen Jüpiter

    Jüpiter, Güneş Sistemi’ndeki en büyük gezegendir ve yaklaşık 318 Dünya kütlesine sahiptir. Gaz devi olarak adlandırılır ve atmosferi hidrojen ve helyumdan oluşur. Büyük Kırmızı Leke olarak bilinen devasa bir fırtına sistemi de dahil olmak üzere birçok büyük fırtına sistemi içerir.

    Ayrıca, Galileo adlı uzay sondası tarafından yapılan keşiflerle Jüpiter’in en az 79 uydusu olduğu tespit edilmiştir. Jüpiter, Güneş Sistemi’nin evrimi ve oluşumu hakkında önemli bir rol oynayan bir gezegendir ve gök bilimciler tarafından yoğun bir şekilde incelenmektedir

    Jüpiter hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın.

    En Küçük Gezegen: Merkür

    Merkür
    Merkür

    Merkür, Güneş Sistemi’ndeki en küçük gezegendir ve Güneş’e en yakın olanıdır. Yüzeyi oldukça kayalık ve kraterli olan Merkür, yoğun bir şekilde kraterleşmiştir ve düşük yer çekimi nedeniyle atmosferi yoktur. Yörüngesi oldukça eliptiktir ve Güneş’in etrafında tam bir turunu tamamlaması 88 Dünya günü sürer. Merkür, Güneş Sistemi’nin oluşumu ve evrimi hakkında da bilgi veren önemli bir gezegendir ve NASA’nın MESSENGER adlı uzay aracı tarafından incelenmiştir.

    Asteroit Kuşağı Nedir?

    Asteroit Kuşağı
    Asteroit Kuşağı

    Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi’ndeki gezegenler arasında yer alan kayalık gök cisimlerinin oluşturduğu bir bölgedir. Kuşak, Mars ve Jüpiter arasında, Güneş’e olan uzaklıklarının 2,2 ile 3,2 astronomik birim (AU) arasında olduğu bölgede yer alır. Bu bölgede yer alan asteroitler, Güneş Sistemi’nin oluşumu sırasında gezegenlerin oluşumundan geriye kalan malzemelerdir. Asteroitler, çoğunlukla çarpışmalardan dolayı küçük parçalara ayrılmış büyük bir asteroit olan Ceres’in etrafında toplanmıştır. Asteroitlerin boyutları ve şekilleri oldukça değişkendir ve çoğu çok küçük olmakla birlikte bazıları da binlerce kilometre boyutunda olabilir. Asteroit kuşağı, uzay araştırmaları açısından da büyük önem taşımaktadır ve birçok uzay aracı tarafından incelenmiştir.

    Güneş Sistemi’nin Diğer Cisimleri

    Güneş Sistemi, sadece gezegenlerden oluşmamaktadır. Bunun yanı sıra, Güneş’in etrafında dönen asteroitler, kuyruklu yıldızlar, uydular ve diğer gök cisimleri de bulunmaktadır. Bu cisimler, Güneş Sistemi’nin çeşitli özelliklerini ve oluşumunu anlamak için önemli bir kaynaktır.

    Kuyruklu Yıldızlar

    Halley Kuyruklu Yıldızı
    Halley Kuyruklu Yıldızı

    Kuyruklu yıldızlar, Güneş Sistemi’nin dış bölgelerinde bulunan küçük gök cisimleridir. Kuyruklu yıldızlar, buz ve tozdan oluşur ve yörüngeleri eliptiktir. Bu nedenle, Güneş’e yakın olduklarında hızlıca ısınır ve buharlaşan gazlar ve toz, genellikle güzel bir kuyruk oluşturacak şekilde dışarı püskürtür. Kuyruklu yıldızlar genellikle yıllarca, hatta yüzyıllarca Güneş Sistemi’nin dışında, Oort Bulutu veya Kuiper Kuşağı gibi bölgelerde yörüngede kalırlar. Ancak bazen, yörüngeleri Güneş’e yakınlaştığında, Güneş’in çevresinde dönerler ve böylece dünyadan da görülebilen parlak kuyruklar oluştururlar. Kuyruklu yıldızlar, Güneş Sistemi’nin oluşumunun anlaşılması ve gezegenlerin oluşumu sırasında kalan materyallerin incelenmesi açısından büyük önem taşır.

    Kuyruklu yıldızlar arasında en ünlülerinden biri Halley Kuyruklu Yıldızı’dır. Bu kuyruklu yıldızın yörüngesi, Dünya’nın yörüngesiyle kesişir ve Dünya’ya her 76 yılda bir yakın geçiş yapar. Halley Kuyruklu Yıldızı’nın keşfi, 18. yüzyılda İngiliz gökbilimci Edmond Halley tarafından yapıldı ve bu yıldız onun adını almıştır. Halley Kuyruklu Yıldızı, diğer kuyruklu yıldızlar gibi buz, toz ve kayalar gibi malzemelerden oluşur.

    Kuyruklu Yıldız Nedir? başlıklı makalemizden kuyruklu yıldızlar için daha detaylı bilgiler alabilirsiniz.

    Cüce Gezegenler

    Nasa Tarafından Çekilen Plüton
    Nasa Tarafından Çekilen Plüton

    Cüce gezegenler, Güneş Sistemi’nde gezegen olarak sınıflandırılmış olan ancak özellikleri nedeniyle diğer gezegenlerden ayrı tutulan küçük gök cisimleridir. Cüce gezegenler, genellikle gezegenlerin aksine, yeterli kütleleri olmadığı için yörüngelerindeki diğer cisimlerden çekim kuvveti ile temizleyememişlerdir. Bu nedenle, asteroit kuşağı ve Kuiper Kuşağı gibi bölgelerde bulunan birçok küçük gök cisimleri arasında yer alırlar.

    Plüton, en ünlü cüce gezegenlerden biridir. Plüton, 1930’larda keşfedildi ve uzun süre gezegen olarak sınıflandırıldı. Ancak 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği, Plüton’un diğer gezegenlerden farklı olduğunu ve cüce gezegen olarak sınıflandırılması gerektiğini belirten yeni bir tanım yayınladı.

    Cüce gezegenler, gezegenler kadar büyük değillerdir, ancak gezegenlerle benzer özelliklere sahiptirler. Örneğin, Güneş Sistemi’ndeki cüce gezegenlerin çoğu, diğer gezegenler gibi bir çekirdek, bir mantolama ve bir kabukla kaplıdır. Cüce gezegenlerde ayrıca volkanik faaliyet, buzul hareketleri ve atmosferik etkileşimler gibi fenomenler gözlemlenebilir.

    Kuiper Kuşağı Nesneleri

    Kuiper Kuşağı
    Kuiper Kuşağı

    Kuiper Kuşağı, Güneş Sistemi’nin dış kısmında yer alan ve Güneş etrafında yörüngede dönen birçok küçük gök cisimlerinin yer aldığı bir bölgedir. Bu gök cisimleri, buz ve kayalık malzemelerden oluşurlar ve çoğu, Plüton gibi cüce gezegenlerdir. Kuiper Kuşağı’ndaki gök cisimlerinin bazıları, Kuyruklu Yıldızlar gibi Güneş’e yaklaştıklarında ısı ve radyasyondan dolayı gazlarını kaybederek görkemli kuyruklar oluşturabilirler. Bu bölgedeki gök cisimleri, Güneş Sistemi’nin ilk dönemlerinde oluşan kalıntıları temsil ederler ve bu nedenle gezegenlerin oluşum süreci hakkında önemli bilgiler sağlayabilirler.

    Güneş Sistemi Dışındaki Gezegenler

    Güneş Sistemi’nden çok uzaklarda, milyarlarca yıldızın yer aldığı evrende başka gezegenlerin var olabileceği teorisi uzun yıllardır bilim insanlarının ilgi odağıdır. Bu teori, keşfedilen binlerce gezegenle doğrulanmıştır. Güneş Sistemi dışındaki gezegenler, yıldız sistemlerinde yörüngeye girmiş gezegenlerdir ve “egzoplanetler” olarak da adlandırılırlar.

    Egzoplanetler, Güneş Sistemi’ndeki gezegenlere benzer özellikler gösterebilirler. Bazıları kayalık yüzeylere sahip olabilirken, diğerleri gaz devleri olabilir. Bazıları atmosferlerinde su gibi sıvıları barındırabilecek koşullar da oluşturabilirler. Bu yüzden, egzoplanetler, hayatın var olabileceği yerlerin keşfi açısından büyük önem taşımaktadır.

    Egzoplanetlerin keşfi, teknolojik gelişmeler sayesinde son yıllarda hız kazanmıştır. Uzay teleskopları ve özellikle NASA’nın Kepler Uzay Teleskobu, binlerce egzoplanet keşfetmiştir. Bu egzoplanetler, yıldızlarına göre belirli periyotlarda tekrarlayan gölgelerle veya yıldızın ışığında görülen küçük dalgalanmalarla tespit edilirler.

    Güneş Sistemi dışındaki gezegenlerin keşfi, evrende yaşamın var olup olmadığına dair sorulara cevap aramak için de büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu gezegenlerde hayatın var olması için uygun şartların oluşup oluşmadığını inceleyen bilim insanları, bir gün uzayda yaşamın keşfine yönelik büyük adımlar atabilirler.

    Hubble Uzay Teleskobu
    Hubble Uzay Teleskobu

    Hubble Uzay Teleskobu, uzayda bulunan en ünlü ve etkili teleskoplardan biridir ve gezegen dışı yaşam arayışı dahil birçok bilimsel çalışmada kullanılmıştır. Hubble, başta transit yöntemi olmak üzere, çeşitli yöntemlerle binlerce gezegen dışı gezegenin keşfedilmesine katkıda bulunmuştur.

    Transit yöntemi, gezegenin ana yıldızının önünden geçerken ana yıldızın ışığında meydana gelen küçük bir azalma olarak tanımlanır ve bu yöntemle gezegenlerin boyutu ve yörünge süresi gibi bilgiler elde edilir.

    Hubble’ın yardımıyla, örneğin, 1997’de ilk kez başka bir yıldız sistemindeki bir gezegen keşfedilmiştir. Bunlar arasında, birçok “süper Dünya” ve “sıcak Jüpiter” gibi ilginç ve farklı tipteki gezegenler yer almaktadır.

    Hubble’ın keşifleri, Güneş Sistemi dışındaki gezegenler hakkında bilgilerimizi genişletmeye yardımcı olmuştur ve bu da gezegenlerin oluşumu, evrimi ve yaşamın olası koşulları hakkında daha fazla anlayışımıza yol açmıştır.

    James Webb Uzay Teleskobu
    James Webb Uzay Teleskobu

    Bildiğiniz gibi günümüzden çokta uzak olmayan günlerde uzaya yeni bir teleskop fırlatıldı “James Webb Uzay Teleskobu“. Webb’in, Hubble’dan hem teknik hem de teknolojik olarak daha donanımlı olması bizlerde büyük bir beklenti yaratıyor. Gelecek aylarda veya yıllarda Webb’in çektiği fotoğraflar ve detayları analizleriyle birlikte evrendeki canlı varlıklara belki bir yenisi daha eklenebilir.

    James Webb Uzay Teleskobundan Gelen İlk Görüntüleri görmek için ve detaylı bilgi için tıklayın.

    Güneş Sistemi ve Yaşam

    Güneş Sistemi ve yaşam konusu oldukça merak uyandıran bir konudur. Şimdiye kadar keşfedilen tüm yaşam formları, bizim içerisinde yaşadığımız ve adına “Dünya” dediğimiz bir gezegende var oldu.

    Diğer gezegenlerde yaşamın var olup olmadığına dair araştırmalar sürmektedir. Bu araştırmalarda Hubble Uzay Teleskobu ve James Webb Uzay Teleskobu gibi teknolojik araçlardan faydalanılmaktadır. Hubble ve Webb, Güneş Sistemi dışındaki yıldızların etrafındaki gezegenleri inceleyerek, bu gezegenlerin atmosferindeki özellikleri ve varsa yaşam belirtilerini araştırmaktadır.

    Ancak, şu ana kadar keşfedilen gezegenlerin yaşanabilir olma ihtimali oldukça düşüktür. Bu nedenle, uzay araştırmaları ve teknolojik gelişmeler ile gelecekte yaşam barındırabilecek gezegenler keşfedilmesi umut edilmektedir.

    .

    5/5 - (1 vote)
    asteroit kuşağı dünya evren güneş sistemi jüpiter mars merkür neptün satürn uranüs uzay venüs
    Paylaş Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram WhatsApp
    Önceki YazıBilgi Teorisi: İletişim, Hesaplama Ve Bilgi İşleme
    Sonraki Yazı Edmond Halley Kimdir? – Edmond Halley Ve Buluşları
    Avatar of Halil Martinovic
    Halil Martinovic
    • Website
    • Facebook
    • Twitter
    • Pinterest
    • Instagram
    • Tumblr
    • LinkedIn

    Yaklaşık 2 yıldır bilimuzay.com web sitesinde yazarlık yapmaktayım. Site şahsıma ait olup tüm sorumluluk benim üzerimdedir. Bilim ve uzay konularındaki merakımı gidermek adına açtığım web sitesinde düzenli olarak içerik eklemeye ve yayınlamaya çalışıyorum

    İlginizi Çekebilir

    Her Şeyin Teorisi: Evrenin Gizemli Yapısı
    Teoriler

    Her Şeyin Teorisi: Evrenin Gizemli Yapısı

    By Halil Martinovic12 Mayıs 202312 Görüntülenme
    Antimadde Nedir? – Özellikleri Ve Kullanım Alanları
    Bilim

    Antimadde Nedir? – Özellikleri Ve Kullanım Alanları

    By Halil Martinovic12 Mayıs 20238 Görüntülenme
    Pangea Nedir? – İlk Süper Kıta Nasıl Oluştu?
    Bilim

    Pangea Nedir? – İlk Süper Kıta Nasıl Oluştu?

    By Halil Martinovic12 Mayıs 20236 Görüntülenme
    Yorum Ekle

    Yorum yaz İptal Et

    Çok Okunanlar
    Robert Boyle Kimdir? – Robert Boyle Kimyaya Katkıları Şahsiyetler

    Robert Boyle Kimdir? – Robert Boyle Kimyaya Katkıları

    By Halil Martinovic12 Mayıs 20236 dk Okuma Süresi
    Ölümsüzlük Mümkün Mü? – İnsanlar Ölümsüz Olabilir Mi?

    Ölümsüzlük Mümkün Mü? – İnsanlar Ölümsüz Olabilir Mi?

    12 Mayıs 2023
    Optik Bilimi Nedir? – Optik Biliminin Kurucusu ve Tarihi

    Optik Bilimi Nedir? – Optik Biliminin Kurucusu Ve Tarihi

    12 Mayıs 2023
    Edmond Halley Kimdir? – Edmond Halley ve Buluşları

    Edmond Halley Kimdir? – Edmond Halley Ve Buluşları

    12 Mayıs 2023
    Sosyal Medya
    • Facebook
    • Twitter
    • Pinterest
    • Instagram
    • LinkedIn
    • Telegram
    Son Eklenenler
    Oppenheimer Kimdir – Atom Bombasını Bulan Adam

    Oppenheimer Kimdir – Atom Bombasını Bulan Adam

    By Halil Martinovic12 Mayıs 2023
    Öjeni Nedir? – Toplumsal Üstün Irk

    Öjeni Nedir? – Toplumsal Üstün Irk

    By Halil Martinovic12 Mayıs 2023
    Dejavu Ne Demek? – Dejavu Nedir, Neden Olur?

    Dejavu Ne Demek? – Dejavu Nedir, Neden Olur? 

    By Halil Martinovic12 Mayıs 2023
    Her Şeyin Teorisi: Evrenin Gizemli Yapısı

    Her Şeyin Teorisi: Evrenin Gizemli Yapısı

    By Halil Martinovic12 Mayıs 2023
    Linkler
    letterbox demilked turkcell reedsy coub github unsplah
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Bilim ve Uzay, 2022 yılında kurulan temelde genç ve araştırmacı insanlara kaynak olması adına oluşturulan öğrenim platformudur. Amacımız okullarda öğretilen bilim, matematik, fizik vb. derslerin insanlar tarafından çok zor olarak değil aksine eğlenceli ve bir o kadar da merak uyandıran disiplinler olduğunu hikayeler yoluyla aktarmaktır.

    Bunu işleme yolumuz hikayelerde fazla derine inmeden neler öğrenilebileceğini göstermektedir.

    Email: iletişim@bilimuzay.com

    Facebook Twitter Instagram Pinterest Tumblr LinkedIn Telegram Flickr
    Son Eklenenler
    Oppenheimer Kimdir – Atom Bombasını Bulan Adam

    Oppenheimer Kimdir – Atom Bombasını Bulan Adam

    12 Mayıs 2023
    Öjeni Nedir? – Toplumsal Üstün Irk

    Öjeni Nedir? – Toplumsal Üstün Irk

    12 Mayıs 2023
    Dejavu Ne Demek? – Dejavu Nedir, Neden Olur?

    Dejavu Ne Demek? – Dejavu Nedir, Neden Olur? 

    12 Mayıs 2023
    Linkler
    paslanmaz çelik beykoz
    © 2023 - Bilim ve Uzay | All Rights Reserved | Tüm Hakları Saklıdır

    Designed by martinOvic
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • Yayın İlkeleri
    • Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikası
    • Çerez Politikası

    Arama yapmak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.