İçindekiler
Jüpiterin Diğer Adı – Jüpiterin Özellikleri
Güneş sistemimizde bulunan en büyük gezegen Jüpiterin hikayesi ve özellikleri diğer gezegenlere nazaran oldukça farklıdır. Kendisi güneş sistemimizdeki en büyük gezegenlerden birisi olmakla birlikte çok da hafiftir. İçeriğinin %86’sı hidrojen, %14’ü ise helyumdan meydana gelir. Bulundurduğu özellikler itibariyle kendisi gaz devi gezegenler kategorisine girmeyi başarmıştır. Zemininde dahi katı element barındırmayan Jüpiter, sadece çekirdeğinde buz ve kaya tabakalarını barındırır.
Güneş sistemimizdeki en büyük gezegenlerden olmasının bir diğer nedeni güneş gibi bir yıldıza dönüşmeye çabalarken bunu başaramamasıdır. Yapılan gözlemler ve uzay görevleri sonucu ekvatorda geniş kutuplarda ise daha basık olduğu gözlemlenmiştir.
Güneş Sistemimiz hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayınız.
1610 yılında Galileo Galilei tarafından keşfedilmiştir. 1690 yılında ise Giovanni Domenico Cassini tarafından kutuplarda ve ekvator bölgesinin farklı devirler ile dönüldüğü tespit edilmiş sonraki yıllarda yapılan keşif ve gözlemler ile bu bilgi doğrulanmıştır. Kutup bölgesinde dönüş süresi 9 saat 55 dakika, ekvator bölgesinde ise 9 saat 50 dakikadır.
Jüpiterin Diğer Adı – Antik Roma
Jüpiterin diğer adı Erendiz’dir, adını antik roma mitolojisindeki en büyük tanrı olan Jüpiterden alır. Çok bilinmese de satürn gibi onun da halkaları vardır. Aynı zamanda güneş sisteminde en çok uyduya sahip olan gezegendir.
Jüpiterin Uyduları
Etrafında dönen 80 adet uydusunun olduğu bilinen Jüpiter aynı zamanda en güneş sistemimizdeki en büyük uyduya da ev sahipliği yapar. En çok bilinen uyduları İO, Europa, Gaynmede ve Callisto’dur. Hepsi birbirinden farklı özelliklere sahip olan bu uydular diğer uydulardan ayırt edilebilecek özelliklere sahiptir. 1610 yılında Galileo Galilei tarafından keşfedilmişlerdir, bu yüzdendir ki topluca Galileo Uyduları olarak da bilinirler
Güneş Sistemimizdeki En Aktif Uydu – İO
İO, güneş sistemimizdeki en aktif uydulardan birisidir. Sürekli olarak gaz ve lav püskürten yanardağlara ev sahipliği yapar. Sarımtırak bir renge sahip olan İO adını yunan mitolojisindeki Zeus’un sevgililerinden biri olan İO’dan alır. Eski adıyla Jüpiter 1 olarak da bilinir.
Dört Galileo Uydusunun En Küçüğü – Europa
Güneş sistemimizdeki en garip olmasıyla birlikte yaşama elverişli tek uydudur. Zemini buzla kaplıdır, buzun altında suyun olduğu yapılan gözlemler sonucu kesinleşmiştir.
Güneş Sisteminin En Büyük Uydusu – Gaynmede
Jüpiter’in doğal uydularından birisidir. Ay’a benzer bir dış görünüşü olmakla birlikte Jüpiter III diye de adlandırılır.
Güneş Sistemindeki En Çok Kratere Sahip Uydu – Callisto
Güneş sistemindeki en çok krateri yüzeyinde barındırır. Jüpiter’in doğal uydularından birisidir aynı zamanda 2. En büyük uydusudur. Güneş sisteminde ise 3. en büyük uydu olarak geçer.
Jüpiterin Atmosferi
Atmosferinin çoğunluğunu gaz bulutları oluşturur, yapılan gözlemler sonucu jüpiterin içerisinde oldukça fazla fırtına ve şimşek olaylarının meydana geldiği belirtilir. Koyu ve açık turuncu renklerden oluşan en üst yüzeydeki katmanındaki bulutlar amonyak ve su kristallerinden oluşur.
Jüpiter’in en üst katmanında bulunan “Kırmızı Leke” adı verilen bölgenin neredeyse 400 yılı aşkındır dev bir fırtınaya ev sahipliği yaptığı bilinmektedir.
Manyetosfer
Güneş sistemindeki en büyük manyetosfere sahiptir. Manyetosfer alanı o denli büyüktür ki, jüpiterin arkasında bir kuyruk oluşturarak satürnün yörüngesine dek ulaşır. Manyetosferinde bulunan radrasyon sayesinde erken uzay keşiflerinde gezegenden bilgi almak epey zor bir hal almıştır.
Uzay Görevleri
Pioneer 10 ve 11 – Jüpiter Keşif Görevi
1973 yılında fırlatılan Pioneer 10 uzay aracı ile jüpiterin yakınından geçerek ilk gözlemler yapıldı. Bunu takip eden 1974 yılında aynı özelliklere sahip Pioneer 11 uzay aracıda aynı görev için tekrar yollandı. Yapılan bu ilk keşifler jüpiteri anlamamıza ve onu çevreleyen bu gaz bulutunun içerisinde ne olduğunu çözmemiz konusunda oldukça yardımcı oldu fakat elde edilen bilgiler o denli önemli değildi.
Voyager 1 ve 2 – Jüpiter Keşif Görevi
1977 ve 1979 yıllarında yapılan bu keşif görevleriyle Jüpiter ve uyduları hakkında çok fazla bilgi edindik. 3 yeni uydu keşfedilerek jüpiterin halkası olduğunu gözlemledik. Halkası dünyadan görünemeyecek seviyede silik olması nedeniyle yakın gözlemler sonucu belirlenebildi. Bu keşif ile birlikte İO üzerindeki volkanik aktiviteleri de gözlemleme şansımız oldu.
Galileo Programı
1989 yılında uzaya fırlatılan Galileo uzay aracı, diğer görevlerden farklı olarak jüpiterin atmosferine dalarak onun hakkında pek çok şeyi öğrenmemize olanak sağladı. Bu keşif ile birlikte manyetosferi ve uyduları hakkında çok detaylı bilgileri öğrendik. Aynı zamanda Galileo uzay aracı jüpiter ve uydularını pek çok kez fotoğraflayarak dünyamıza oldukça fazla seviyede veri seti yolladı.
Hubble Uzay Teleskobu
Hubble’ın yörüngede yerini almasıyla birlikte Jüpiter hakkında çok daha fazla bilgiyi öğrenme şansı yakaladık. Artık elimizde daha net ve düzgün fotoğraflar ve veriler bulunmaktaydı. Yapılan gözlemler sonucu jüpiterin 80 civarı uydusu olduğu belirlendi ve atmosferi ve üzerindeki “Kırmızı Leke” hakkında daha fazla bilgi edindik. Fakat hala tam olarak kırmızı lekenin neden kırmızı olduğu konusunda net bir cevabımız bulunmamakta.
Hubble Uzay Teleskobu hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Juno Uzay Aracı – Jüpiter Görevi
2011 yılında NASA tarafından jüpiteri gözlemlemek amacıyla yörüngesine gönderilen uzay aracı 2016 tarihinde yörüngesine oturtularak gözlemlerine ve görevini gerçekleştirmeye başladı. Yaptığı gözlemler sonucu Jüpiter hakkındaki bilgilerimizi tazeleyen ve birçoğunu açığa çıkartan uzay aracının görevi halen faal olarak devam etmektedir.
Her geçen gün bizi şaşırtan Jüpiter ve Juno uzay aracı hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
James Webb Uzay Teleskobu
Yörüngesine daha yeni oturmuş james webb uzay teleskobu bize ilk görüntülerini gönderdi bile. Gönderdiği görüntüleri hayranlık içerisinde izlerken bununla yetinmeyip 1 haftanın ardından farklı görüntüleri de dünyamıza yolladı.
Bu denli büyük bir proje güneş sistemimizdeki bir gezegeni gözlemlemek için yollanmadı elbette ama belki bir gün webb uzay teleskobunun rotası Jüpiter ile eşleşirse ona daha yakından bakmak her zaman daha heyecan verici olacaktır.
James Webb Uzay aracı hakkında daha detaylı bilgi edinmek için tıklayınız. Ayrıca Webb Uzay teleskobunun çektiği ilk fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.
1 Yorum
very nice put up, i actually love this website, keep on it