İçindekiler
Uzaylılar Nerede?
Uzaylılar yani Dünya dışı yaşam formları nerede, var mı, yok mu veya neden hala temasa geçemedik. Tüm bu soruların cevapları oldukça karmaşık. Günümüzde yüzlerce uzaylı ve ufo teorisi bulunmakta. Tüm teorileri inceleyecek ve cevap arayacak vaktimiz ve kaynağımız olmadığı için sorulara genel bir bakış atıp, ünlü ufo ve uzaylı teorileri hakkında konuşacağız.
Uzaylılar hakkında ciddi manada çok fazla teori bulunmakta. Geçmişten günümüze olacak şekilde teorilerin sayısı her geçen gün artmakta. Antik mısıra kadar dayanan teorilerin herhangi bir kanıtı bulunmamakta veya herhangi bir resmi makama dayandırılmamakla birlikte bazıları gerçekten saçma bazıları ise insanın içini ürpertecek seviyede.
Şuana kadar resmi olarak hiçbir uzaylıyla(dünya dışı yaşam formu) iletişim kuramadık. Bunun nedeni belki de bizim kullandığımız yöntem veya biraz daha bu işe zaman ayırmamız olabilir. Çok değil bundan en fazla 100 yıl öncesinde uzayı ve evreni dinlemeye başladık. Bu süreç içerisinde herhangi bir iletişimde bulunmayışımız, her gün genişleyen evren için oldukça normal geliyor. Evrenin içerisinde neredeyse sonsuz sayıda galaksi ve yıldız olduğunu ve sürekli genişlediğini gözden kaçırmamak lazım.
Tüm bu uğraşlara ve çabalara rağmen bazıları uzaylıların bizi bulmuş fakat önemsemediğini, bazıları evrende galaksiler arası seyahat edebilecek seviyede bir medeniyet olmadığını, bazıları ise uzaylıların bizi izlediği gibi yorumlarda bulunuyor. Tüm bunların gerçek olma olasılığı mevcut fakat şuanda yani günümüzde bunlar herhangi bir gerçeklik veya resmiyet taşımıyor.
Detayları konuşmadan önce Stephen Hawking’in ünlü sözünü tekrar hatırlamakta fayda var…
Eğer uzaylılar bizi ziyaret ederse, sonuç, pek muhtemel Kolomb’un Amerika’ya ayak bastığındaki gibi olur. Bu da yerli Amerikalılar için çok iyi olmamıştı.
Stephen Hawking
Evrende Yalnız mıyız?
Şüphesiz ki bu soruya tam bir cevap verebilmek şuanda imkansızdır. Bilim adamlarının çalışmaları ve teorilerine göre evrende yalnız değiliz. Evrende neredeyse sonsuz sayıda galaksi olduğu için bizim gibi insanların var olmasını sağlayacak pek tabi dünyaya benzer gezegen olması ve bu gezegenin içerisinde yaşayan canlı varlıkların olması gerektiğini savunuyorlar.
Onlar bizim gibi görünmeyebilir veya bizim gibi gelişmiş birer canlı olmayabilir ama en azından evrenin bir köşesinde farklı yaşam formları olması gerektiği görüşü oldukça heyecanlı ve bir o kadar da akla yatkın geliyor. Eğer uzaklarda bir medeniyet veya içerisinde canlı formu bulunan bir gezegen var ise onların nasıl göründüğü, nasıl evrimleştiği konuları oldukça heyecan verici.
Antik Çağlarda Uzaylılar
Bazı ufologlar ve teoriciler Antik mısırda yapılan piramitlerin insanlar tarafından yapılamayacağını ve uzaylılar tarafından yardım alınarak ancak yapılabileceğini düşünüyor. Günümüzde bile çok ciddi seviyelerde maddi kaynak ve güç isteyen bu mimari yapılar, antik çağda nasıl olurda yapılabilir konusu insanın aklını kurcalıyor. Fakat tüm bu teorileri tarihçiler ve bilim insanları tarafından kolayca çürütülüyor.
Antik Mısır’ın piramitleri yapacak kadar teknoloji ve matematik bilgisine sahip olduklarını biliyoruz. Hatta büyük piramitleri yapmadan önce küçük çaplı piramitler ile deneme yaptıklarını ve ilkel aletlerde olsa bu piramitlerin yeterli insan gücüyle yapılabileceğini biliyoruz.
Aynı zamanda bir diğer teori Nazca Çizgileri hakkında. Meşhur Nazca Çizgilerini hepiniz hayatınızda bir defa da olsa fotoğraflardan görmüşsünüzdür. Bunların herhangi bir dünya dışı gelişmiş yaşam formundan yardım alınmadan yapılamayacağı söyleniyor. Nazca Çizgilerinin niçin yapıldığı, ne amaçla kullanıldığı günümüzde tartışma konusu. Çok büyük ölçekte genellikle hayvan figürlerinin kuru toprağa çizilerek ancak kuş bakışı bir şekilde gözüken nazca çizgileri, günümüzde bunu Nazcaların kültür mirası olarak aldığı ve bunu su yollarını işaret etmek ve bazı çizgiler birleştiğinde yılın bazı günlerinde günün tam doğuşunu ve batışını simgelemek adına yaptıkları düşünülüyor. Tabi bu da tarihçiler tarafından akla yatkın bir başka teori.
Fermi Paradoksu
Fermi paradoksu, Dünya dışı varlıkların var olma olasılığının yüksek olduğunu ve bunu kanıtlamak ve doğrulayabilmek için herhangi bir kanıtın veya dünya dışı yaşam formları ile bir temasın yokluğu arasındaki çelişkiyi ifade eder. Her uzaylıları düşündüğümüzde içerisine hapsolduğumuz Fermi Paradoksunun günün birinde çözüleceği ve dünya dışı yaşam formlarına olan kanıtın bulunabileceği veya direk olarak temasa geçilebileceği düşünülüyor.
Panspermia Teorisi
Panspermia Teorisi, Antik Yunancada “tüm tohumlar” anlamına geliyor. Teorinin kısa özetle söylediği şudur. “Aslında uzaylılar bizleriz.”. Açıklayacak olursak dünya dışı yaşam formları tarafından yaşam tohumlarının meteorit ve asteroidler yardımıyla diğer gezegenlere aktarılması ve evrene yaşam tohumlarının ekilmesi olasılığı. Peki madem biz uzaylıyız, bizi eken çiftçiler bir gün olurda bizi hasat etmeye gelir mi?
Bir diğer açıklamayla şöyle meteorit, asteroid ve gezeneoidler yardımıyla dünya ve benzeri gezegenlere çarpan ve içeriğinde bir canlı yaşam formunun tohumlarını bulunduran bu göktaşlarıyla yaşam dünyamızda gelmiştir. NASA tarafından yapılan bir deneyde tohumların uzaya gönderilip belli bir süre bekletildikten sonra Dünya’ya geri getirildiğinde, tohumların çiçek açtığını ve yaşamaya devam ettiğini biliyoruz. Belki de yaşam dünyamıza böyle gelmiştir.
Hubble Teleskobu ve Sirius
Yine Panspermia Teorisine benzer bir teori, Hubble Teleskobu yörüngesine koyulduktan ve evreni gözlemeye başladıktan sonra bir şey fark etti. Bir göktaşı diğer hiçbir göktaşına benzemiyordu ne boyut olarak ne de cisim olarak. Bu göktaşı normalde olması gerekenden çok daha büyük ve şekli küreseldi. Sirius bilinen en büyük göktaşıdır, etrafı buzla kaplı olan Sirius buna rağmen oldukça sıcaktır. Sirius’u inceleyen Hubble Teleskobu onun üzerinde bir şey fark etti, Sirius’un yüzeyinde bir meteor çarpması fark etti. Yüzeyinde bu iz oldukça büyüktü, bilim adamları Sirius’un yüzeyine çarpan bu meteor vasıtasıyla Sirius’tan kopan parçaların milyarlarca yıl önce Dünyamıza gelmiş ve dünyaya hayat tohumları ekmiş olduğunu düşünüyor.
Hubble Teleskobu hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın.
Roswell Ufo Teorisi ve Uzaylılar
1947 yılında ABD New Mexico’daki Corona köyünde havada garip bir cisim belirdi. Bu cisim bilinen ufo tabirine çok benziyordu. 8 Temmuz 1947’de Roswell Ordu Hava Sahası bir basın açıklaması yaparak bunun bir “uçan disk” olduğunu belirtti. Yaptığı bu basın açıklamasının ardından Ordu bu açıklamasını çok hızlı bir şekilde geri çekti ve bunun bir hava balonu olduğunu söyleyerek üstünü örtmeye çalıştı. Olay 1970’lerin sonlarında, emekli yarbay Jesse Marcel’in o gün gördükleri cismin dünya dışı bir cisim olduğunu bir ufoloğa söyleyene kadar olay bir daha gün yüzüne çıkmamıştı.
1994 yılında Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri tekrar bir açıklama yaparak o gün görülen cismin bir nükleer test gözetim balonu olduğunu duyurdu. İnsanlar ABD’nin bu olayın üstünü örtbas ettiğini ve uzaylıları 51. Bölgede incelediklerine inanıyor. Buna rağmen New Mexico’daki uzaylı olayları popülerleşmeye devam etti. New Mexico şehri için bu olay şehrin bir simgesi haline gelerek şehrin mührüne yeşil bir uzaylı çizildi. Günümüzde hala şehirde çeşitli uzaylı etkinlikleri ve olayları devam etmektedir.