İçindekiler
Simülasyon Argümanı Nedir?
Çılgın milyarder Elon Musk’ın aklına geldikçe gündeme getirdiği simülasyon argümanı nedir? Basitçe anlatacak olursa, varsayım bizden her konuda çok daha üstün bir medeniyet tarafından varoluşsal düşünceyi anlamak adına oluşturdukları simüle edilmiş evreni yani bizi kapsıyor. Bu konunun 3 temel olasılıktan meydana geldiğini düşünen filozoflar ve bilim adamlar bulunmakta.
Hikayeyi biraz daha derinlemesine inceleyecek olursak temelde şunu anlatıyor; Eğer bizden çok daha üstün ve gelişmiş bir medeniyet veya uygarlık var ise kendi oluşumlarını ve evrimlerini gözlemlemek amacıyla bir simülasyon yaratıp aklındaki soruları cevaplayacak nitelikte yanıtlar aramasıdır. Bu teori ve argüman birkaç çeşitli paradoksa kapı aralasa da bazıları tarafından bu olasılık oldukça yüksektir. Mesela günümüz dahi ve milyarderi olarak anılan Elon Musk paylaştığı bir tweetde bir simülasyonda olma olasılığımızın %99,99 olduğunu söyledi.
1999 yılında başlayan Matrix serisi ile bu konu oldukça popüler bir hal almaya başlarken üzerinde daha fazla düşünülmeye başlandı. Matrix felsefi konularda neredeyse tüm insanlığa ulaşan devrim niteliğinde bir seriydi. Matrix serisinin başlangıcıyla birlikte insanlar kendi içlerinde bu konulara daha fazla merak ve ilgi duymaya başladı. Böylelikle Simülasyon Argümanı günümüze dek konuşulmaya başlandı.
Simüle edilmemiş veya öyle sandığımız Evrenimizin nasıl oluştuğuna dair bilgi almak için tıklayınız.
Peki Bu Simülasyon Argümanı Tam Olarak Nedir?
Argüman 2003 senesinde Nick Bostrom adlı bir filozofun yazdığı makalede can buldu. Antik Yunan çağından beri var olan buna yakın kısmi düşünceler var olmakla birlikte Nick Bostrom olayı tamamıyla farklı bir boyuta taşıdı ve bunun için gerekli olasılıkları dile getirdi. Bostrom’a göre “insan sonrası” yani bizden çok daha gelişmiş hayallerimizin neredeyse yetişemeyeceği bir topluluk veya medeniyetten bahsediyoruz, bu medeniyetin kendi evrimini anlamak ve nasıl oluştuğuna dair cevaplar bulması niteliğinde oluşturduğu simüle edilmiş bir evrenin içerisinde olabiliriz. Antik Yunan düşünürlerinden beri gelen bu düşünceler ilk kez Nick Bostrom ile birlikte gerçekçi ve sağlam varsayımlara oturtuldu. Varsayımları ve düşünceleri mantıklı ve insanı düşünmeye zorlayan varsayımlar olsa da ortaya çıkan bazı sorunları sanırım asla çözemeyeceğiz.
Mesela bir simülasyondaysak bunu nasıl bilebiliriz ki?
Bostrom’un argümanı 3 temel varsayıma dayanıyor;
- İnsanlık çok üstün bir teknolojik çağa ulaşmadan kendilerini yok edecektir.
- Teknolojik olarak evreni simüle edecek bir medeniyetin, kendi evrimsel tarihlerini gözlemlemeye ilgi duymaması.
- Kesin olarak simülasyondayız.
Bu varsayımları teker teker inceleyecek olursak;
- Çok üstün bir teknolojik çağa ulaşamadan kendimizi yok etme varsayımımız, tarihimize bakıldıkça çokta mantıksız gelmiyor aslında. İnsanoğlu sürekli olarak bir hırs ve doyumsuzluk içerisinde. Dünya’nın neresinde olursanız olun sürekli olarak bir suç işleniyor ve kan dökülüyor. Tarihimize de bakacak olursak sürekli olarak herhangi bir sebebin yeterli gelmesiyle birbirimizle savaşıp medeniyetleri, toplulukları, uygarlıkları, şehirleri, ülkeleri yok ediyoruz. Bunun günümüz teknolojisiyle olması pek mantıklı değil zaten burada çok üstün bir teknolojik çağa girmeden hemen önceki çağ veya dönemden bahsediyoruz. Öyle bir dönemde yapılacak herhangi bir savaş o devrin teknolojisiyle tüm insanlığı rahatlıkla yok edebilecek seviyede olabilir.
- Teknolojik olarak kendimizi yok etmediğimizi düşünürsek evreni veya evrimi simüle edebilecek bir teknolojimizde varsa buna ilgi duymamak açıkçası pek mantıklı gelmiyor. Her zaman sorgulayıcı ve araştıran bir canlıyız, bulduğumuz kısmi cevaplar bize asla yeterli gelmiyor ve her zaman daha fazla cevap bulma arayışındayız. Yani kendi evrimsel sürecimize pekte ilgi duymayacağımız aslında direkt olarak eleniyor diyebiliriz.
- Varsayımın en mantıklı seçeneği “Kesin olarak simülasyondayız.”. Bostrom’un argümanına göre 2 varsayımı da elediğimizi düşünürsek artık kesin olarak simülasyonda olduğumuzu kabul edebiliriz. Peki gerçekten bu olasılık Elon Musk’ın da dediği gibi %99,99 mu? Bunu bilemiyoruz, yaşadığımız evren bir gerçek mi yoksa bir simülasyonun içindemiyiz bu sorunun cevabını yanıtlamak oldukça güç
Bir bilgisayar simülasyonunda mı yaşıyorsunuz?
Nick BostromFilozof
Simülasyon Argümanının Teknolojik Olarak Gerçekliği
Teknolojik olarak bir evren yaratmamız şuanda imkansız, bunun adına daha şimdiden bile çalışmalar yapıyoruz. Fakat böyle bir evreni simüle etmemiz şuanda bu enerji kaynakları ve bilgisayar teknolojisiyle imkansız. Bilgisayarlar ve teknoloji günümüzde oldukça hızlı ve modern bir şekilde ilerliyor. 1971 yıllarındaki Pong oyunundan şuanda neredeyse gerçekçi grafiklerde ve hissiyatta oyunlar tasarlamayı başardık. Bu arada sadece 51 yıl geçti. Önümüzdeki yıllarda insanoğlu teknolojik alanda nasıl gelişecek bu kimsenin cevaplayamadığı bir soru. Fakat böyle bir evren simülasyonu için daha çok yolumuzun olduğunu biliyoruz.
Simülasyon Argümanına İlişkin Paradokslar
Argüman ile ilgili bazı paradokslar bulunsa da biz en temeldeki ve en mantıklı olan paradoska göz atalım. Diyelim ki bir simülasyonun içerisindeyiz ve bundan 1000-2000 yıl sonra teknolojik olarak kendimizi yok etmedik ve evreni simüle edebilecek teknolojik çağa erişmeyi başardık. Bizde kendimizin evrimini ve her şeyin nasıl başladığına dair kafamızdaki sorunları cevaplamak adına bir simülasyon yaparsak ne olacak? Yaptığımız simülasyondaki dünyada, bizimki gibi teknolojik çağa erişip kendi oluşum ve evrimlerini gözlemek adına bir simülasyon yaparsa ne olacak? Veya olaya şöyle bakalım bizi simüle eden üst medeniyette ya bir simülasyonun içerisindeyse ve bu üst medeniyeti simüle eden bir diğer üst medeniyette bir simülasyonun içerisindeyse ne olacak?
Böylelikle gerçeklik algısı biz algılayamasak da ortadan kaybolmakta. Gerçek üst medeniyet nerde veya biz bunu nasıl öğreneceğiz? Bizde bir simülasyon oluşturmak istediğimizde ne yapacaklar bizim evrenimizin, “simüle edilmiş evrenimizini” sonlandıracaklar mı?
Tüm bu sorular, argümanlar, teoriler ve paradokslar şuanda cevaplandırılamayacak şekilde komplike ve karmaşık durumda.
4 yorum
Simüle edilmiş bir evrende yaşıyorsak ve bir süre sonra kendi simüle edilmiş evrenimizi yaratırsak o zaman bu Nolan’ın filmi Inseption’a benzer. Ama ben de bir simülasyonda yaşadığımız fikrine çok yakınım. 🙂
I’m still learning from you, while I’m trying to reach my goals. I certainly love reading all that is posted on your website.Keep the information coming. I loved it!
This blog is definitely rather handy since I’m at the moment creating an internet floral website – although I am only starting out therefore it’s really fairly small, nothing like this site. Can link to a few of the posts here as they are quite. Thanks much. Zoey Olsen
You have brought up a very excellent points, thankyou for the post.